Biz Kimiz?

Birlik ve Dayanışma Hareketi Mücadele Programı

Birlik ve Dayanışma’ya Çağırıyoruz:

Ülkemizde emekçiler, ağırlaşan ekonomik ve toplumsal koşullar altında yaşam mücadelesi vermektedir. Alın teriyle geçinen emekçilerin, tarihsel mücadeleler sonucu elde ettiği kazanımlar sistematik olarak tasfiye edilmiş; yoksulluk, güvencesizlik, adaletsizlik ve örgütsüzlük bugün yapısal sorunlar olarak ortadadır. İşçiler, kadınlar, gençler, çocuklar bu sorunların sonuçlarını her gün yaşamakta, geleceğe dair umutları giderek yok olmaktadır.

Bugünlere, patron düzeninin egemenliğini kurmak ve korumak için uygulanan vahşi politikalar ile gelinmiştir. İki kutuplu dünyanın sona ermesi ile birlikte saldırılarını daha da arttıran emperyalist devletler sermayenin dolaşımı, kârların korunması, pazarların kontrolü ve hammaddelerin yağmalanması için savaşlar, işgaller, terör saldırıları ve askeri darbeler gibi araçlar kullanmış, işbirlikçi iktidarlar ortaya çıkmıştır. Emperyalizm, işbirlikçi iktidarlar ile birlikte hegemonyasını pekiştirmek için tüm dünyada emek karşıtı düzenlemeleri hayata geçirmiştir.

Sendikal hareket, bu süreçte doğrudan hedef haline gelmiştir. İşçi sınıfının örgütlü mücadelesini etkisizleştirmek amacıyla, işbirlikçi sarı sendikalar ortaya çıkmış; işkolları parçalanmış; taşeronlaşma, esnek çalışma ve güvencesiz istihdam yaygınlaştırılmıştır. Grev hakkı lokavtlarla engellenirken, sendikaların toplu sözleşme ve örgütlenme özgürlüğü baskı altına alınmıştır. Yandaş sendikalarla işbirliği içinde, işçi sınıfı kontrol altına alınmaya çalışılmış; mevcut sendikal yapılar ise bu saldırılar karşısında etkisiz kalmıştır. Türk-İş, Hak-İş ve Memur-Sen gibi konfederasyonlar, iktidarla uzlaşmacı bir tutum benimsemiş; DİSK ve KESK ise direniş gerektiren bu süreçlerde yetersiz kalmış, örgütsel ve siyasi anlamda zayıflamıştır. Sendikal hareket, hem taban desteğini kaybetmiş hem de toplumsal mücadelede inandırıcılığını yitirmiştir.

Bizlerin örgütsüzlüğünden faydalanan sermaye; emeklilik, iş güvencesi, günlük çalışma saatleri, haftalık izinler gibi kazanılmış haklara saldırmakta; özelleştirmeler ile toplumun kaynaklarına el koyarak sermayeye aktarmaktadır

Sermayeye ucuz ve güvencesiz iş gücü sağlamak için staj adı altında gençler, çocuklar eğitimden koparıldılar; emperyalizmin saldırganlığı sonucunda ülkemize göçmek zorunda kalan mülteciler, açlık seviyesinde maaşla geçinemeyen emekliler üretime dahil edildiler.

Kadınlar eş değerdeki işte eşit ücret alamamakta; esnek çalışma adı altında “anne” olarak kutsanan kadınlar gerici politikalarla birlikte eve hapsedilmeye çalışılmaktadır.

Barınma, beslenme, sağlık, eğitim gibi temel güvenceler piyasanın insafına bırakılmış durumda. Ev sahibi olmak emekçiler için artık imkânsız, kiralar kontrolsüz ve hızla yükselişte  gıda fiyatları artışı anormal, sağlıksız endüstriyel besinler zincir marketlerde, sağlıkta piyasacı dönüşüm hızlanmakta, kamuda eğitim dinci gerici dönüşümle birlikte niteliksizliğin zirvesinde…

Bugün ülkemizde, Cumhuriyetin tüm kurumları kapitalizm ve emperyalizm tarafından çürütülmüş, cumhuriyet patronlara ve gerici tarikatlara teslim edilmiştir. Toplumu kuşatan gericilik; eğitimden kültüre her alanda, egemen ideoloji olan kapitalizmin kullanışlı aracı haline gelmiştir.

Toplumun susmaya, sindirilmeye, zorla ikna edilmeye çalışıldığı koşullarda Birlik ve Dayanışma Hareketi yeniden ve yine mücadeleye çağırıyor.

Birlik ve Dayanışma Hareketi işçi sınıfının gücü, emekçi kadınların cesareti, gençlerin dinamizmi ile sermayeye, patronlara, emperyalizme, gericiliğe karşı eşitlik ve özgürlük için; mücadeleyi yükseltmek için kuruluyor.

Bu mücadelede ilkelerimiz bellidir!

Birlik ve Dayanışmacılar, eşitlikçi ve özgürlükçü bir düzenden yanadır.

Birlik ve Dayanışmacılar, sömürünün kaynağı olan üretim araçlarının özel mülkiyetinin ortadan kaldırılmasından, yani kapitalizmin yıkılmasından; eşitlikçi bir düzenin kurulmasından yanadır.

Birlik ve Dayanışmacılar, işçi sınıfının birliğini ve ortak mücadelesini savunur, işçi sınıfının ortak tarihsel çıkarları doğrultusunda çalışma yürütür.

Birlik ve Dayanışmacılar, işçilerin birliğinin, siyasal mücadele, birlik ve sınıf dayanışmasıyla sağlanabileceğine inanır.

Birlik ve Dayanışmacılar, etnik, dinsel, cinsiyetçi, mesleki ayrımların işçi sınıfının ortak mücadelesini bölen ayrımlar olduğunu düşünür; bu ve her türden ayrımlara karşı işçi sınıfını bilinçlendirme faaliyeti yürütür.

Birlik ve Dayanışmacılar, emperyalizme ve tekellerine karşı ülkenin bağımsızlığını savunur.  

Birlik ve Dayanışmacılar, özelleştirmeye ve tekelleşmeye karşı toplumsal çıkarların ve kamuculuğun yanındadır.

Birlik ve Dayanışmacılar, çocuk işçiliğine ve staj adı altında gençlerin sömürülmesine karşıdır.

Birlik ve Dayanışmacılar, istihdamın artması, işsizliğin azalması, günlük ve haftalık çalışma süresinin azaltılması, izin sürelerinin artması, mobingin cezalandırılması, angaryanın azaltılması için mücadele eder.

Birlik ve Dayanışmacılar, kadınlar için eşit işe eşit ücreti savunur.

Birlik ve Dayanışmacılar, sigortalı, güvenli, örgütlü çalışma için mücadele eder.

Birlik ve Dayanışmacılar, emeklilik yaşının düşürülerek emeklilerin ücretlerinin insanca yaşam standartlarına ulaşmasını talep eder.

Birlik ve Dayanışmacılar, barınmanın temel hak olduğunu savunarak ısınma, barınma, aydınlanma, su gibi temel gereksinimlerin ücretsiz karşılanmasını talep eder.

Birlik ve Dayanışmacılar, tüm özel hastanelerin ve sağlık kuruluşlarının kamulaştırılarak sağlığın parasız olması için mücadele eder.

Birlik ve Dayanışmacılar, toplumun gıdaya sağlıklı, kolay ve en ucuz şekilde erişebilmesi için tarım ve hayvancılıkta merkezi planlamayı savunur.

Birlik ve Dayanışmacılar, eğitimde adaletsizliğin önlenmesi için parasız, eşit eğitim için mücadele eder.

Birlik ve Dayanışmacılar, kadına yönelik her türlü ayrımcılığa,şiddete karşı siyasal, ekonomik, ideolojik ve toplumsal alanlarda mücadele eder.

Birlik ve Dayanışmacılar, ev eksenli işlerin, çocuk ve yaşlı bakımının kadınlar üzerinde yarattığı ağır yükün ortadan kaldırılması ve bu işlerin kamu hizmeti olduğu bilincinin egemen kılınması için mücadele eder.

Birlik ve Dayanışmacılar, gericiliğin toplum üzerinde yarattığı tahakküme karşı her tür saldırının karşısında durur, aydınlanma mücadelesinin en ön saflarında yer alır.

Birlik ve Dayanışmacılar, yaşam alanlarının kamulaştırılarak toplumun bu alanlardan ücretsiz bir şekilde yararlanması için mücadele eder.

Birlik ve Dayanışmacılar, sporun piyasa egemenliğinden kurtarılarak spor yapmanın, izlemenin herkesin hakkı olduğunu savunarak spor tesislerinin yaygınlaştırılması için mücadele eder.

Sen de bu ilkelere katılıyorsan Birlik ve Dayanışma Hareketi’ne katıl!

İnsanca bir yaşam ve eşitlikçi bir düzen için bulunduğun ilçende, mahallende, iş yerinde, sendikanda, meslek örgütünde, her yerde Birlik ve Dayanışma ağını ör!

Söylenmeyle, yakınmayla bir yere varılamaz. Geleceğimizi elimize alalım!

Bulunduğun her yerde; haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin olduğu her yerde Birlik ve Dayanışmayı sağla!

Birlik ve Dayanışma Hareketi Sensin!

Memlekette olup biten eşitsizliklere, hukuksuzluklara, adaletsizliklere karşı düzenin siyasi partilerine bel bağlamanın hep umutsuzlukla sonuçlandığını hepimiz gördük. Her dönem yeni bir umut tacirinin nasıl ‘’kurtarıcı’’ olarak bizlere pazarlandığını; sonra yine hayal kırıklığına uğratıldığımızı gördük.

Sürekli sandığa, seçimlere işaret edip bizi bir araya getiren toplumsal örgütlenmelerden uzaklaştırıldığımızda nasıl yalnız hissettiğimizi gördük. Bizleri yurttaş olarak değil, birer oy pusulası olarak görenlerin çıkarları değiştiğinde bizleri nasıl yalnız bıraktıklarını da gördük.

Düzen partilerinin renkleri, isimleri, liderleri ne olursa olsun, konu ülkemizin bağımsızlığı olunca hepsinin NATO’cu, AB’ci olduğunu gördük. Konu gericilik, tarikatlar, cemaatler olunca nasıl hepsinin el pençe durduklarını gördük. Konu patronların, holdinglerin, para babalarının çıkarları olunca işçileri, emekçileri, yoksullara nasıl sırt çevirdiklerini gördük.

Depremde, pandemide, yangında; fabrikada, madende, trafikte… Nerede olursa olsun hep ölümün, acıların nasıl yalnızca biz emekçilerin gündemi olduğunu defalarca, canımız yanarak gördük! Paranın saltanatı için çalışanların, onların siyasi partilerinin, derneklerinin, sendikalarının nasıl sol gösterip sağ vurduklarını da…

Daha ne göreceğiz!

Buradan tek çıkış, tek kurtuluş yolu bellidir. Bu ülkenin işçileri, emekçileri, yoksulları için kendi kaderlerini  ellerine almanın vakti gelip geçmektedir. Artık balık istifi toplu ulaşımlarla vardığımız, iliğimize kadar sömürüldüğümüz işyerlerimizden yorgun argın döndüğümüzde kafamızı kaldırıp yalnızca kötülükleri, müdahale edemeyeceğimizi düşündüğümüz gelişmeleri, değişmeyeceğini sandığımız bu düzenin çürümüşlüğünü görmeyeceğiz. Birlik ve Dayanışma ile hareket eden emekçileri, kadınları, gençleri göreceğiz. Eşit, adil bir düzen umudumuzu bulunduğumuz her yerde yeniden yeşerteceğiz.

Birlik ve Dayanışma Hareketi, hayatın her alanında kurulacak, büyütülecek, güçlendirilecek bir harekettir. Kentindeki tüm sorunlara, işyerinde patronlara, sendikanda sararan sendika ağalarına, mahallende çözülmesi gereken tüm problemlere karşı bir araya gel, Birlik ve Dayanışma’yı sağla!

Ülkenin dört bir yanında yeni bir emek hareketini büyüt, omuz ver!

Birlik ve Dayanışma’yla Mücadeleye Katıl!

Birlik ve Dayanışma Hareketi